Çarşamba, Kasım 25

gitmeden

benim üstüme iki uzun demir çakmışlar,
zaman tren gibi gelir geçer üstümden,
ve tüm sesler sana dair,
duman yükselirken gamzene benzer,

inceyim, inceldim. içim değil arkam görünür benim,
nereye koysan orayım,
bıraksın beni korkular, seninle olayım

gün mesafe koymanın planlarını yapar,
vakit gitmeye doğru akar,
şimdiden sevmek, şimdiden bu kadar fazla;
beni senin içinde nereye koyar?

emr sag

esiriyim basit kafiyenin,

zihnim uykuyla bulanık iken.

Hiç yorum yok:

unbearable weight of being just

pen in hand, a life spent penny in hand, millions spent dead since birth, breathes like a tree poisoned all the sleepers beneath knew it all...