Şu cesedimin en orta yerinde, en benden olmayan ama benimle birlikte yaşayan bir şey idin sen. Bir yanda benim canlı hücrem var iken, onun çeperine dayanmış, -belki fiziki değil ama hücre kadar gerçek ve- benden idin. Ne kadar "başka" olsan da. Bir annenin bile içindeki -"kendinden olmayan veya yabancı olan"- öz çocuğuna dahi tepki vermesi gibi, -ama onun kadar değil- ince bir tepki çıkmıştı şu cesetten bir ince "ah" diye. Annelik kadar kutsal olmasa da, Annenin cesedinin bebeğin varlığına olan hazırlığından; ben daha da hazırdım belkide sana. Bir bedende iki farklı ritimde atan kalp taşımak gibiydi. Sadece, bir başka ceset, bir başka vücud görünce tek ritme giren, onun dışında çatışan iki rtim taşımak gibiydi. Anlaşan ama içten içe, hafiften hafife çatışan. Yıl hesabının ucunun kaçtığı hapishane vakitlerinden yeni çıkmış bir adımın tereddütü gibiydi, belki bir daha kırmaktan ondan öte kırılmaktan korkan.
bir gün geldi, bir ağaç dibinde sırt sırta vermiş gibi oturan benim cesedim ile seninki, zorla, kerpetenle, dişle, tırnakla kanaya kanaya acıya acıya ve ben en sonunda beni bayıltana dek kanırtıltarak söküldü, ayrıldı
sökülürkende benden fiziksel değilde, hissiyat olarak; sanki bir parmağını, sanki bir kolunu, sanki bir daha duyma hakkını ya da bir daha boğaza -yani aşkın fiziksel akışkan haline- bakma hakkını kaybetmiş gibi bir his bıraktı
belkide bende beni oluşturan çok şey sende kaldı
güle güle aşk, seninle yaşamak güzeldi
emr sag
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
unbearable weight of being just
pen in hand, a life spent penny in hand, millions spent dead since birth, breathes like a tree poisoned all the sleepers beneath knew it all...
-
kırıntılarla yaşadım ya, saysan 13 sene boyunca sen varken de yokken de ulaşılmaz durdukça tutundum tanıdık ne varsa, tatlısından çok acısıy...
-
gel içten içe ağlamıyalım, kuralım masaları, yapariz iki şiş balık, efkardan kaf dağı masalları anlatırız birbirimize, gel ağlamayalım, ısla...
-
parelel evrenlerin çöplüğü, olduğum olacağım ve olamadığım her şeyin yükü bin hissedip birinde bile olamamak, aynalar arkasından izleyen yaş...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder