Cumartesi, Temmuz 29

temizlik


içimde çürümüş çok şey, yoksa çürüyen ben miyim?
atılacak çok şey var da, göremiyorken nasıl seçeyim?

güneşi balçık, kan ve göz yaşıyla sıvadım, vakit hep gece,
uzun zamandır sustum, boğazım kuru, halbuki aşk sadece bir hece,

varlığın kuyuya uzanan ip gibi, ama zihnim güvenemez ki kendine,
tutunsam asılsam gerçek gibi ama ya çöldeki vaha gibiyse?

diyelim ki çıktım kazdığım kuyudan,
yüzeye çıktığımda tutacak mısın kolumdan?

karanlıkta hayaller rüyalara karışır,
gerçekten kaçtıkça ben hayallere bulaşır,

bir sevip kaybedince yeniden sevmek daha da zor,
söndürdüğüm dediğim yangınlar hala alev, hala kor.

emr sag

Hiç yorum yok:

unbearable weight of being just

pen in hand, a life spent penny in hand, millions spent dead since birth, breathes like a tree poisoned all the sleepers beneath knew it all...