Perşembe, Şubat 25

sığamam

sığamam ki bana,
ben küçük dertlerin adamı,
iki damla dert ile efkarın sarhoşu,
sığamam ben kendime,
sığamam ben bu sözlere,
sığamam olduğun ve olmadığın zamana,
olmadığım kadar büyüğüm ben,
ve her zaman ki gibi küçük bünyem.

sığmam ki kendime,
tüm parçalarıma, uzaydaki adalarıma,
bir oldum, ki o da yetmez
iki olsam korkarım kendimden,
bendeki seni ikiye bölmekten.

sığamam ki sözlere,
sevgi ve mutluluğumu bırak,
korkum bile sığmaz ki kelimelere,
bildiğim diller tecrübe etmemiş gibi benim yaşadıklarımı,
unutturulmuş gibi ya da unutulmuş,
kelimeler düz kaşık,
tutmaz ki sudan emreyi.

sığamam ki zamana,
varlığınla olan zaten kısa,
bir kere zamanım da kaymış,
öncesi yok, sonrasında ise tüm zamanlar sana dairmiş gibi,
ama ben sığamam ki o zamana,
yanımda olmadığın vakitler oldukça,
hep yanımda olsan dahi yetmez zaman,
sana değdiğim her an, bir yıllık hikaye kattıkça bana,
ben sığamam ki zamana.

emr sag

Hiç yorum yok:

unbearable weight of being just

pen in hand, a life spent penny in hand, millions spent dead since birth, breathes like a tree poisoned all the sleepers beneath knew it all...