düş yerden göğe,
yağmur topraktan buluta yağsın,
şafakta batsın güneş,
saatin camı çatlasın,
mevsim kışa dönsün yeniden,
dışarsından daha sıcak olsun içim,
zaman veresiye yazsın,
bir kaç gün geri alınsın takvim,
hatalarımızı tekrarlayalım,
gene aynı aptallıkla geçirelim günleri,
hatlarımıza sadık kalalım,
başa sarabilelim rüyalarımızı,
tekrar tekrar izleyelim,
kuklaların ipleri elimizde olsun birkaç dakika daha,
sevdiğimiz şarkı ilk kez bir daha çalsın,
bir daha keşfedelim,
gündüz olmasın,
gece de olmasın,
vakit şafak kalsın,
huzurlu kalalım biraz daha.
emr sag
Salı, Nisan 28
Pazar, Nisan 26
dar zaman, bun* zaman
1
efkarın son demi de damladı elimden yere,
gene gece, gene bir gömlek gibi çıkardım benliği,
o benliğin yeri, dolaptaki nicelerinin yanı,
2
kendimden soyunup, kendimden arındığımda yine aklıma düşen sen oldun,
hayatımdan günler çıkartıp, hafızalar silinince, geri döndüğüm nokta sen oldun,
3
en yeni, en son acı, daha fazla dönüp durmalı çevresinde,
daha fazla tatmalı,
4
aşkın yokluğunu bile özler oldum,
varlığı zaten ihtimal dışı,
aradığım bir gram acı, tutayım avcumda, bakayım gündüz ve gece,
o zaman belki görmem aynaları,
sahi kim dikiyor bunları her yanıma?
bana gerek balta olacak bir acı,
5
belki korku, belki başkasını sevmemeye karar verdin,
yanlışım olsa kızacağım kendime,
sana kızmak zaten ihtimal dışı,
söyle nasıl kabul edilir, söyle nasıl atlatılır?
emre bir gömlek daha çıkartır,
asar dolaba, diğerlerinin yanına,
karşıma gene geçmiş çıkar,
gene silinir bir kaç gün, belki bir kaç ay
6
yarım yamalak yazmalı bu gece
zaten yarım yamalak halim hayatta,
ölmekte milyon hücre,
doğmak istememekte yerine gelecekler,
ve gün saymakta, umutsuz haldekiler,
7
gece koyu,
dar zaman, bun zaman değişmemekte
emre'nin son demi, elinden yere düşmekte
emr sag
(*bun = bun-al-mak kelimesinin kökü olan bun, "bun geldi" şeklinde kullanılabilir, en azından eskiden kullanılırmış)
efkarın son demi de damladı elimden yere,
gene gece, gene bir gömlek gibi çıkardım benliği,
o benliğin yeri, dolaptaki nicelerinin yanı,
2
kendimden soyunup, kendimden arındığımda yine aklıma düşen sen oldun,
hayatımdan günler çıkartıp, hafızalar silinince, geri döndüğüm nokta sen oldun,
3
en yeni, en son acı, daha fazla dönüp durmalı çevresinde,
daha fazla tatmalı,
4
aşkın yokluğunu bile özler oldum,
varlığı zaten ihtimal dışı,
aradığım bir gram acı, tutayım avcumda, bakayım gündüz ve gece,
o zaman belki görmem aynaları,
sahi kim dikiyor bunları her yanıma?
bana gerek balta olacak bir acı,
5
belki korku, belki başkasını sevmemeye karar verdin,
yanlışım olsa kızacağım kendime,
sana kızmak zaten ihtimal dışı,
söyle nasıl kabul edilir, söyle nasıl atlatılır?
emre bir gömlek daha çıkartır,
asar dolaba, diğerlerinin yanına,
karşıma gene geçmiş çıkar,
gene silinir bir kaç gün, belki bir kaç ay
6
yarım yamalak yazmalı bu gece
zaten yarım yamalak halim hayatta,
ölmekte milyon hücre,
doğmak istememekte yerine gelecekler,
ve gün saymakta, umutsuz haldekiler,
7
gece koyu,
dar zaman, bun zaman değişmemekte
emre'nin son demi, elinden yere düşmekte
emr sag
(*bun = bun-al-mak kelimesinin kökü olan bun, "bun geldi" şeklinde kullanılabilir, en azından eskiden kullanılırmış)
Pazartesi, Nisan 13
bitsin
damarımdan kan çekilmiş gibi,
sıkıntı adam boyu, keder dalgaları 30 metre
emre dipsiz kuyuda düşüşte, hala yere değmemekte
duvarlar daralmakta, duvarlar düzleşmekte,
emre bu sefer cidden kendinden geçmekte,
of vur baltayı cellat iplere, bir devir kapansın,
tembellik ve korkunun buzu kanla kaplasın,
emre gene esiri basit kafiyenin,
bir nefes sonra herşey varsın olmasın,
bir nefes ey dostlar, bir nefes
bir nefes alayım, verdiğimde şafak söksün dağ tepe,
belki biter, belki biter, belki biter, hayır bitsin bu gece
emr sag
sıkıntı adam boyu, keder dalgaları 30 metre
emre dipsiz kuyuda düşüşte, hala yere değmemekte
duvarlar daralmakta, duvarlar düzleşmekte,
emre bu sefer cidden kendinden geçmekte,
of vur baltayı cellat iplere, bir devir kapansın,
tembellik ve korkunun buzu kanla kaplasın,
emre gene esiri basit kafiyenin,
bir nefes sonra herşey varsın olmasın,
bir nefes ey dostlar, bir nefes
bir nefes alayım, verdiğimde şafak söksün dağ tepe,
belki biter, belki biter, belki biter, hayır bitsin bu gece
emr sag
Pazartesi, Nisan 6
ayna'nın masalı
geçmiş zamanların birinde bir ayna ve o aynanın bir derdi varmış
ayna yanlız hisseder, yanlızlıktan dert yanar, yanına birini ararmış
o ayna hep dolaşmış, bir sürü insanlarla karşılaşmış,
arkasına düşen yansımaları gördükçe, onları hep kendine benzetmiş
ve hep demiş "ne kadar benziyoruz senle ben" diye,
ama insanlar baktıkça aynaya, kendilerini görmüş,
ve hep kendilerine ve geçmişlerine dönmüş,
aynada yanlız kalmış.
emr sag
ayna yanlız hisseder, yanlızlıktan dert yanar, yanına birini ararmış
o ayna hep dolaşmış, bir sürü insanlarla karşılaşmış,
arkasına düşen yansımaları gördükçe, onları hep kendine benzetmiş
ve hep demiş "ne kadar benziyoruz senle ben" diye,
ama insanlar baktıkça aynaya, kendilerini görmüş,
ve hep kendilerine ve geçmişlerine dönmüş,
aynada yanlız kalmış.
emr sag
Pazar, Nisan 5
engel
sahip olduklarım, olamadıklarıma ulaşmama engel,
bulunduğum noktada taşıdıklarım, gitmek istediğim yere gitmeme,
kullandığım kelimelerden örülü duvarlar, yeni kelimelerin olduğu yerlerin önünde,
eskiden kalan izler ya da önceden sevdiklerim, yenileri sevmeme,
geçmişten kalanlar, yeni riskler almama,
ve geçmiş zamana çivilenen dilimlerim, yeni adımlara
ben gene bana engel,
emrsag, kendine engel
bulunduğum noktada taşıdıklarım, gitmek istediğim yere gitmeme,
kullandığım kelimelerden örülü duvarlar, yeni kelimelerin olduğu yerlerin önünde,
eskiden kalan izler ya da önceden sevdiklerim, yenileri sevmeme,
geçmişten kalanlar, yeni riskler almama,
ve geçmiş zamana çivilenen dilimlerim, yeni adımlara
ben gene bana engel,
emrsag, kendine engel
post-serenat
sana dair çok şey yazsam,
bin şarkı milyon yazı döşensem,
hepsi aynı şekilde söyleyeceklerimin özüyle bitecek;
özür dilerim;
seni ikna edemediğim;
ve kendimi çiğneyip, sözüne karşı gelemediğim;
ve gösterebileceğim son çabaları göstermediğim;
yüzüme vurduğun kapıya yüklenmediğim;
var olduğuna emin olamadığım bu ufak şansı değerlendirmediğim için
özür dilerim.
not: kendinle mutlu olmanı dilerim.
emr sag
bin şarkı milyon yazı döşensem,
hepsi aynı şekilde söyleyeceklerimin özüyle bitecek;
özür dilerim;
seni ikna edemediğim;
ve kendimi çiğneyip, sözüne karşı gelemediğim;
ve gösterebileceğim son çabaları göstermediğim;
yüzüme vurduğun kapıya yüklenmediğim;
var olduğuna emin olamadığım bu ufak şansı değerlendirmediğim için
özür dilerim.
not: kendinle mutlu olmanı dilerim.
emr sag
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
unbearable weight of being just
pen in hand, a life spent penny in hand, millions spent dead since birth, breathes like a tree poisoned all the sleepers beneath knew it all...
-
kırıntılarla yaşadım ya, saysan 13 sene boyunca sen varken de yokken de ulaşılmaz durdukça tutundum tanıdık ne varsa, tatlısından çok acısıy...
-
gel içten içe ağlamıyalım, kuralım masaları, yapariz iki şiş balık, efkardan kaf dağı masalları anlatırız birbirimize, gel ağlamayalım, ısla...
-
parelel evrenlerin çöplüğü, olduğum olacağım ve olamadığım her şeyin yükü bin hissedip birinde bile olamamak, aynalar arkasından izleyen yaş...