Çarşamba, Mart 19

uyaklı uykular

gece, aydınlık bilinçlerin omuzlarına örtüyü;
zihnimdeki katmanlardan kaldırıp örttü,
gündüz, ışığın kalın sisi delip de giremediği delikler;
gözlerim salt karanlığa alışınca görünür oldu.

gece zihnimi karartırken, görüşümü açtı,
karşıma yas tutan yaşlı bir adam çıkardı.
adamın yaşı içinde tuttuğu göz yaşları kadardı,
bir damla ile başladı ve ağladıkça çocuklaştı.

gece, bana beni geri verdi, ama ilk toprağa serdi,
özümden tekrar yeşertti biriktirdiklerimi,
göz yaşları ilk çamura sonra cana döndü,
ama ben sana ağladım ve sen gene bende kaldın.

emr sag

1 yorum:

© BrtDmr dedi ki...

etkileyici
özellikle ikinci kıta
çarpıcı olmuş...
vuruyo insanın gözüne gözüne

unbearable weight of being just

pen in hand, a life spent penny in hand, millions spent dead since birth, breathes like a tree poisoned all the sleepers beneath knew it all...