Çarşamba, Ekim 11

cloud atlas

kevgir gibiyim testi olmaya çalışan
bir dünya düşün, meteorlardan geriye kalan
kurtlanmış, küflenmiş bir mumya gibi
kemikleri bile toz olan
kaybedilenler onarılmaz artık, yok bir şey geriye kalan
zaman durmuyor ve her saniye yiyor hatıralardan
ve hatıralar da tükendiğinde anlamsızlık geriye kalan

anlamı olmayacak hatıraların, ne kadar yüksek olsa da bedeli
kanla kemikle kolla bacakla beslemiş olsak da ateşi

gittiğinde anladım kendimin daha önce bittiğini

anlam taşıyan testiler durduğum anda boşalır
kaynaklarda kurudu, artık hiçlik yakışır

anlamı yoktu hiç bir şeyin, sonu böyle olduğunda
acı hüzün keder dert değil, duramıyorum tek bir duyguda
yazamıyorum daha fazla, önce mürekkep sonra kendisi bitince kalemin

anlamı yok hiç bir şeyin

emr sag

unbearable weight of being just

pen in hand, a life spent penny in hand, millions spent dead since birth, breathes like a tree poisoned all the sleepers beneath knew it all...