kevgir gibiyim testi olmaya çalışan
bir dünya düşün, meteorlardan geriye kalan
kurtlanmış, küflenmiş bir mumya gibi
kemikleri bile toz olan
kaybedilenler onarılmaz artık, yok bir şey geriye kalan
zaman durmuyor ve her saniye yiyor hatıralardan
ve hatıralar da tükendiğinde anlamsızlık geriye kalan
anlamı olmayacak hatıraların, ne kadar yüksek olsa da bedeli
kanla kemikle kolla bacakla beslemiş olsak da ateşi
gittiğinde anladım kendimin daha önce bittiğini
anlam taşıyan testiler durduğum anda boşalır
kaynaklarda kurudu, artık hiçlik yakışır
anlamı yoktu hiç bir şeyin, sonu böyle olduğunda
acı hüzün keder dert değil, duramıyorum tek bir duyguda
yazamıyorum daha fazla, önce mürekkep sonra kendisi bitince kalemin
anlamı yok hiç bir şeyin
emr sag
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
unbearable weight of being just
pen in hand, a life spent penny in hand, millions spent dead since birth, breathes like a tree poisoned all the sleepers beneath knew it all...
-
kırıntılarla yaşadım ya, saysan 13 sene boyunca sen varken de yokken de ulaşılmaz durdukça tutundum tanıdık ne varsa, tatlısından çok acısıy...
-
gel içten içe ağlamıyalım, kuralım masaları, yapariz iki şiş balık, efkardan kaf dağı masalları anlatırız birbirimize, gel ağlamayalım, ısla...
-
parelel evrenlerin çöplüğü, olduğum olacağım ve olamadığım her şeyin yükü bin hissedip birinde bile olamamak, aynalar arkasından izleyen yaş...